Haberler

Her Yerde, Her Alanda TOK-YA Enerji “Enerji İletim Hattı, GSM, Bilişim, Hızlı Tren Hattı Taahhüt İşlerinde Öncü Olmaya Devam Ediyor”

2009 yılında aile şirketi olarak kurulan TOK-YA Enerji bugün birçok alanda yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren, farklı alanlarda aldığı taahhüt işlerini başarıyla tamamlayan ve kendini geleceğe güvenle hazırlayan bir firma olma özelliği ile dikkat çekmeye devam ediyor…

Şirketin kuruluşu, dünü ve bugün ile ilgili bilgiler veren Genel Müdür Üstün TOKGÖZ yaptığı açıklamada enerji iletim hattı başta olmak üzere, GSM, Güvenlik Kamera Sistemi ve Bilişim teknolojisi alanlarında yaptıkları çalışmaları bizlere  aktardı. Genç yaşta şirketin Genel Müdürlüğü ve koordinatörlük görevini üstlenen 1988 doğumlu Üstün Tokgöz ilköğrenimini Gölköy Alanyurt’ta tamamladığını, sonra Ordu Anadolu Lisesini bitirdikten sonra aynı yıl Üniversite eğitimini ise İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde tamamladığını, halen Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonomi ve Yönetim Bilimleri alanında yüksek lisansa devam ettiğini belirterek bugün de aile şirketinin genel müdürlüğü görevine getirildiğini belirtti. Genel Müdür Üstün Tokgöz şirketin öz geçmişi ile ilgili yaptığı açıklamada; “TOK-YA Enerji genç sayılabilecek bir firma, 2009 yılında aile şirketi olarak kurulmuş bir şirkettir. Fakat tecrübe açısından derin tecrübelere sahip, aile geleneğinden gelen üçüncü nesil olarak bugünlere gelen bir firmadır. Yaş itibariyle genç, tecrübe itibariyle geleneksel bir firmadır. Kendi konumum itibariyle şirkette genel müdür olarak görev alıyorum. Şirket ortaklarımızın verdiği yetkiye binaen kurucularımız amcam Hasan Ali Bey, Selahattin Bey, Eniştem Şükrü Yanık bey, ortak olarak ben de yanlarında devam ediyorum. Ordu merkez şirketimizin şube yerleşkesi olup, merkezimiz Gölköy Alanyurt’tur.

Şirketinizin ana faaliyet alanları nelerdir? Hangi taahhüt işlerini yapıyorsunuz?

Üstün TOKGÖZ: Firmamızın ana faaliyet alanı enerji sektöründe taahhüt işleridir. Orta ve yüksek gerilim Elektrik iletim ve dağıtım hatları ve trafo merkezleri tesisi ana faaliyet alanımızı oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra telsiz haberleşme sistemleri alt yapı kurulumları ve çeşitli inşaat taahhüt işleri taahhüt bölümümüzün diğer çalışma alanlarıdır. Ayrıca firmamızın Ordu merkezde bilgisayar güvenlik sistemleri satış ve satış sonrası hizmetleri sunmak amacıyla bir mağazamız ve Gölköy Alanyurt mahallesinde perakende et ve hayvan ürünleri satışı yapmak üzere kurulmuş olan bir kasap dükkanımız var.

Şirket bünyesinde ortalama kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz, bu zamana kadar şirket olarak yurt içi ve yurt dışında yapmış olduğunuz çalışmalardan bahseder misiniz?

Üstün TOKGÖZ: Ofis ve bilişim mağazamızda yaklaşık 7-8 kişiyiz. Taahhüt bölümümüzün üstlenmiş olduğu projelere göre çalışan sayımız yıl içinde 50 ila 150 kişi arasında değişkenlik göstermektedir. Günümüze kadar Tok-ya enerji firması olarak telsiz haberleşme alt yapısı alanında bir GSM firmasına Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaklaşık 200 adet verici istasyonunun alt yapısını bölgedeki iklimsel ve terörün getirmiş olduğu zorluklara rağmen 2004-2008 yılları arasında kusursuz olarak tamamlayıp, işverenin teşekkürünü de alarak teslim ettik. 2009 – 2013 yılları arasında Jandarma Genel komutanlığına ait ve ASELSAN tarafından tesis edilen JEMUS (JANDARMA ENTEGRE MUHABERE SİSTEMİ) projesinde telsiz haberleşme direkleri ve plaka tanımlama sistemi kurulması işinde kule ve alt yapı kurulumunda yaklaşık 45 ilde çalışmalar gerçekleştirdik. Sorumluluğumuz altındaki işlerin eksiksiz bir şekilde kabulünü sağladık. 2014 yılında Devlet Demir Yolları tarafından yaptırılan Kayseri- Ankara/Kayaş arasında yapılan hızlı tren hattı için sinyalizasyon sistemi kurulması projesinde görev alarak yaklaşık 50 adet verici kulesini malzeme tedariği de bizim uhdemizde olacak şekilde tesis ettik. Trafo merkezleri alanında Enerji ve tabi kaynaklar bakanlığına bağlı bir devlet teşekkülü olan TEMSAN(Türkiye Elektromekanik A.Ş.) için Manisa, Sakarya, Ankara, Yozgat, Samsun, Ordu ve Trabzon’da indirici trafo merkezleri tesisi işlerinde sorumluluk aldık ve kusursuz bir şekilde işlerimizi teslim ettik. 2015 yılında ise Zafer İnşaat firmasının uhdesinde bulunan İskenderun TM ait elektrik montaj işlerini tamamlayarak teslim ettik. Yine bu firma uhdesinde bulunan Adana Aladağ TM elektrik montaj işleri hususunda anlaşma sağladık,inşaat işlerinin tamamlanmasının ardından 10 personelle çalışmalara başlayacağız.Enerji İletim Hatları alanında ise; Adapazarı- Düzce arasında yaklaşık 70 km uzunluğunda 380 KV çift devre diye tabir edilen Türkiye de taşıdığı güç anlamında en fazla yükü çeken bir projeye 2014 yılında başlamıştık. Fakat bu projemizde üst yüklenici firmanın iflas durumu söz konusu oldu ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş. firmanın sözleşmesini fesih yoluna giderek yeniden ihale yaptı. Şuanda işi yeni ihaleyle alan firmayla işin yeni mukavelesini yaptık, oradaki işe yeniden başlıyoruz. Yani oradaki projeyi de yine yarım bırakmadık yeni firmayla temiz bir sayfayla devam ediyoruz. Bu projede yaklaşık 50 personelin çalışacağını ön görüyoruz.Yine son bir ay içerisinde Elazığ/Keban-Erzincan/ İliç arasında yaklaşık 77 km uzunluğunda 380 KV bir enerji iletim hattını bölgenin coğrafi koşullarının zorluğuna rağmen hattı geçici kabule hazır hale getirdik. Antalya’nın zorlu arazi yapısına rağmen 2014 yılında Antalya-Finike-Elmalı arasında yaklaşık 105 km uzunluğunda 154 KV çift devre iletkenli enerji iletim hattının montajını bitirdik. Şuanda yine Antalya’da yaklaşık 60 km uzunluğunda 154 KV çift devre Enerji iletim Hattının montajı devam ediyor. Bu projedede yaklaşık 35 personelimiz emek sarf ediyor. Yine yakın zamanda ilimiz Ordu’da, İzmir’de ve Adana da enerji iletim hatları tesisi alanında anlaşmalar sağladık yer teslimleri yapıldıktan sonra çalışmalara başlamayı planlıyoruz.Tok-ya Enerji Firma olarak 2015 yılına kadar hiç yurt dışı projelerinde görev almadık. 2015 yılı içerisinde Afrika’da 2 adet stadyuma ait aydınlatma sistemi kurma için ilk defa yurt dışına açılacağız. Şuanda Söz konusu işin iş programını yapıyoruz. Bir aksilik olmaz ise, vize ve izin durumları bitince tesisi kurmak için bölgeye gideceğiz.

Siz Gölköy’deki birçok firmayla aynı sektörde olmanıza rağmen biraz da bilişim sektörüne yönelik bir takım çalışmalar yapıyorsunuz. Hızlı tren projesi bunlardan biri ve bu alana yönelmeniz bir ihtiyaçtan mı doğdu, yoksa teknolojiye ayak mı uyduralım dediniz?

Üstün TOKGÖZ: Bilgi ve öğrenme sınırsız bir şeydir. Önemli olan bilgiye ve gelişmeye açık olmaktır. Tek alanda hizmet vermiyor, birçok alanda hizmet veriyoruz. Bunu yaparken de sürekli her girdiğimiz projede kendimize ve en önemlisi de tecrübelerimize bir yenisini ekliyoruz. Aslında bakıldığında bütün sektörler birbirleriyle bağlantılıdır. Sadece ufak, tefek ince nüanslar var. Önemli olan bunları yaparken de bir anlamda profesyonelleşmektir. Biz de TOK-YA Enerji olarak bunları yakalamaya çalışıyoruz.Kurmuş olduğumuz firmada ilk önce şuna baktık; kurumsal bir yapının oluşmasına ve kurduğumuz şirketin artık kendi hislerimizin önüne geçerek, kurumsal ve her anlamda Türkiye’de anılmasına baktık. Bununla ilgili alt yapıları oluşturduk, ofis düzenlemelerimizi bile bunlara göre yaptık. Bu konuda da başarılı olduğumuzu sanıyorum. Hali hazırda 3 tane mühendis arkadaşımız bünyemizde çalışıyor. Onlarda sürekli araştırma ve geliştirme anlamında, yani AR-GE anlamında ne yapabilir,ne katabiliriz, nasıl daha farklı işlerde başarılı olabiliriz düşüncesiyle hareket ediyoruz. Bugün baktığımız anlamda enerji iletim hattının bir yapılma şekli vardır. Fakat kimse yıllardan bu yana daha basit ve teknolojiyi de etkin kullanarak yapabilirizin araştırmasında değil, buna kendimizi de dahil edebilirim. Ama bundan sonra böyle olmamalı, teknolojiye ve çağın gerektirdiği gelişmelere ayak uydurup, kendimizi de geleceğe hazırlamalıyız. Mesela DDY’lerinin sinyalizasyon projesinde biz kendi tecrübelerimize ufak tefek şeyler katarak yapılabilir konumunu öğrendik.Diğer taraftan baktığımız zaman “Jandarma Entegre Muhabere Sistemi Projesi”, bu projenin içerisinde üçüncü ve beşinci etap olmak üzere aktif olarak görev aldık. Türkiye’nin yaklaşık 45 ilinde bu sistemin kurulması adına ASELSAN ve yüklenicleriyle beraber çalıştık. Bakıldığında enerji iletim hattıyla alakalı bir proje değilmiş gibi görünüyor. Fakat insan istedikten sonra, elinde de proje olduktan sonra her şeyi yapabiliyor. Ve biz de bunları kattık, dedik ki; tek alanda çalışmaktan ziyade kurumsal anlamda ilerlememiz ve büyümemiz için birkaç alanda büyümeyi hedefledik. Yani sadece enerji iletim hattında değil, profesyonellik alanımız GSM, trafo merkezleri ve enerji iletim hatları olarak geçiyor. TOK-YA Enerji olarak günü kurtarma peşinde değiliz. Geleceği yakalamak peşindeyiz, bu doğrultuda çalışıyoruz.

2009 yılında kurulduğunuzu söylediniz; şirket kaç ortaklı, genç sayılabilecek bir yaştasınız ve şirketin idari sorumluluğu da sizde. Şirkette kararlar nasıl alınır?

Üstün TOKGÖZ: Evet, şirketin şu anda hali hazırda en genç yöneticisi benim. Şöyle bir durum var; işin fırınında yetiştik, fırınında yetiştirildik. Yaptığınız işi sadece teorik olarak bilmek size pek bir katkı sağlamıyor, uygulama anlamında da işin içinde olmalısınız. Ben tüm bunların içinde oldum. Lise hayatım boyunca şantiyelerde işler nasıl yapılır, yönetim anlamında işler nasıl sevk ve idare edilir, hangi iş daha iyi nasıl yapılır. Tüm bunların eğitimlerini alarak aile içinde yetiştirildim, bu anlamda bana katkı sunan herkese de ayrıca teşekkür ediyorum. Tabi üniversite lisans eğitimim bittikten sonra büyüklerimiz sağ olsunlar; beni firmanın yönetimi için uygun gördüler ve gene müdür vekili olarak tayin ettiler. Kararlar; gördüğünüz gibi ofisimizde, toplanırız veya uzak yerlerdeysek telekonferansla toplantılarımızı yaparız, toplantı aşamasında herkes fikirlerini ortaya sunar, olumlu veya olumsuz fikirler beyan edildikten sonra hangi görüş daha ağırlıklı ise o görüş üzerine yoğunlaşarak bu doğrultuda kararlarımızı alırız. Şirketimizde bir kişinin söylediği doğrultuda değil, ortak düşünceyle en doğruyu bulmak yönünde çalışmamız olur. Karar alındıktan sonra, aldığımız karar kötüde olsa, iyi de olsa ortak kararımızdır. Ve bu kararın sonuçlarına da hep beraber katlanırız.

Özellikle enerji iletim hattı sektöründe müteahhit veya şirket sahibi olan kişilerin çok da eğitimli kişiler olmadığını ama alanlarında uzmanlaşmış kişiler olduğunu görüyoruz. Bazen de bakıyoruz ki; bir anda büyük paralar kazanıp, bir anda batan birçok kişiyi de görmek mümkün. Ama gelinen nokta artık bu sektör kırılgan bir yapıya sahip ve eğitimin önemi, profesyonel yönetimin önemini de süreç ortaya koymuş durumda. Siz de Çekirdekten yetişmenize rağmen üniversite eğitimi almış bir kişisiniz. Siz neden üniversite okuma ihtiyacı hissetiniz, veya bir başkası mı sizi üniversite okumaya teşvik etti?

Untitled-2Üstün TOKGÖZ: Üniversite okudum ama yanlış alanda okudum. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum, yani kamu yönetimi mezunuyum. Hala ekonomi ve yönetim alanında yüksek lisans yapıyorum. Fakat teknik anlamda bir mühendislik mezunu değilim.Bu benim için aslında bir eksiklik. Benim çocukluğumdan itibaren hayalim olan siyaset bilimiydi. O yüzden kamu yönetimi, siyaset bilimi okudum. Bazen keşke ben de bir teknik diploma alsam dediğim anlar oldu. Kısmet olursa, teknik bir alanda da bir üniversite okumak istiyorum.

Bizim bir aile yapımız var, ben üçüncü nesilim, yıllardır faaliyet gösterdiğimiz bir sektörün içinde  büyümüşüm.Günümüze kadar böyle gelmiş, bundan sonra da bir şekilde devam etmeli. Faaliyet gösterdiğimiz sektör zaman içinde Türkiye’nin ekonomisi içinde çok ciddi bir pay alan sektör konumunda. Bu sektörde ciddi kazanımlar var, aynı zamanda da çok ciddi riskler var.Profesyonel olarak yapıldığı zaman neden bulunduğumuz Ordu’dan bir dünya firması çıkmasın. Yapılamayacak, başarılamayacak bir durum değil. Ben bunu gördüm, bu alanda yoğunlaştım. Ailem de beni teşvik etti, bu doğrultuda ilerliyor ve yürüyoruz. Eğitime ve kurumsallaşmaya gerçekten önem veriyoruz. Bunu da laf olsun diye söylemiyorum. 2009 da kurulan bir firma olduğumuzu belirtmiştim. Henüz Yaş itibariyle genç bir firma olmamıza rağmen çalıştığımız devlet kurumunun iş yapan yeterli firmalar listesine dahil edildik. Taşeron zihniyetini kırdık, müteahhitlik için gerekli belgeleri aldık. Kamu kurumundan direk ihale alabilir konuma geldik.Amacımız sadece para kazanmak olsaydı sadece para kazandıracak işlerin peşinde olurduk ama bizim bakış açımız paradan ibaret değil, sürekliliği sağlamayı ve sağlam adımlarla büyümenin çabası içerisindeyiz.

Birçok firma var ve gittikleri yerlerde birçok problemler yaşadıklarını görüyor, duyuyoruz. Çalışan parasını alamamış, aldığı işi zamanında teslim etmemiş, piyasaya borçlanmış. Bir Gölköy’lü, Ordu’lu olarak bu gibi olumsuzluklar sektörde ciddi işler yapan firmaları nasıl etkiliyor?

Untitled-3Üstün TOKGÖZ: Çok şükür ki; yüzlerce insanla çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Daha emek veren hiçbir kardeşimizin alın terini kurutmadan işten ayırmadık.Zaten bize güç ve destek veren o kardeşlerimizin alın teri ve emeğidir, biz hep bu bilinçle bugünlere geldik. Biz çalışanlarımıza haklarını helal ettirip öyle çalışıyoruz. Biz de batan firmalarla çalıştık, bazen bizim de kendi paralarımız gitti. Ama biz bu parayı alamadık deyip, hiçbir çalışanımıza size ödeme yapamıyoruz kelimesini asla kullanmadık. Bir şekilde onları istihdam etmeye devam ettik, başka taraflarda çalıştırdık, kendimiz kazanmadık, o kardeşlerimizin alın terinin karşılığı olan paralarını ödedik.Bu zamana kadar da bunun aksini söyleyecek kimse çıkmadı. Tabi bakıyoruz
insanlar ardını, önünü düşünmeden, hesabını kitabını yapmadan bu işe giriyor ve çalışmaya başlıyor. Uygulama anlamında belki formen düzeyinde olabilecek insanlar, acaba ben de bu yükün altından kalkabilir miyim sorusunu kendisine sormadan 30-40 kişiyi, tanıdığı arkadaşını, çevresini, insanları toparlayarak hizmet vermeye çalışıyorlar. Ama profesyonel bir yapı olmadığı için, gerek alacakların tahsili, gerek işlerin sevk ve idaresi, gerek uygulama ve resmi prosedür anlamında bilgiye sahip olmadıkları için insanlar karşı tarafta da kurnaz insanlar da oldu mu doğal olarak hezimetlerle, üzücü durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bakıyorsunuz emekçiler gitmiş 50 metre, 100 metre direğin tepesinde 50 gün çalışmış, alın teri dökmüş, yada işi alan kişi çalıştığı bölgede esnaftan veresiye alışveriş yapmış, gerek emekçiler, gerekse o bölgedeki esnaf paramı alamadım diyor. Tabi ki; bu durumlar sektörün itibarını ister istemez olumsuz etkiliyor, piyasada sektöre karşı bir güvensizlik ortamı oluşuyor. İş almada, iş yapmada, personel çalıştırmada, insanlar sektöre karşı güven kaybedince sağlıklı çalışma ortamı da oluşmuyor. Bulunduğunuz ortamda huzursuzluk oluyor, huzurun olmadığı yerde de sağlıklı çalışma olmaz.

Sizin sektörde iş ve işçi güvenliği sizin için ne anlam ifade ediyor?

Üstün TOKGÖZ: İş güvenliği bizim sektörde olmazsa olmaz dediğimiz önceliğimizdir. Her şantiyemizde mutlaka sorumlu işyeri hekimi, iş yeri güvenlik uzmanı bulunuyor. Periyodik denetim ve muayeneler yapılıyor. Bu denetimler sürekli olarak gerçekleştiriliyor. Zaman, zaman belli aralıklarla iş güvenliği ve işçi sağlığı eğitimleri her şantiyemizde devam ediyor, bunlar rapor haline getirilip, dosyalanıyor. Eğitimler kesinlikle sertifikalandırılıyor. Direğe çıkacak bir montaj elemanı geleneksel olarak bu işi ne kadar iyi yaparsa yapsın, eğitmenlerimiz yine bu konuda eğitimlerini veriyor ve verdiği eğitimi de sertifikalandırarak o şekilde direğe çıkmasına müsaade ediyor. Hatta sınavlar yapılıyor, sınavı geçen arkadaşlarımız sertifika alıyor ve iş güvenliği, firmamız için bunlar olmazsa olmazlarımızdandır diyebilirim.

Ortaklarınızdan biraz bahseder misiniz?

Üstün TOKGÖZ: Yaş sırasıyla anlatalım isterseniz; Firmamızın ortaklarından biri Şükrü YANIK’tır. meclis tarafından çıkarılan büyükşehir yasasıyla kapanan Alanyurt Belediyesi eski belediye başkanıdır. 2006 yılında oluşturduğumuz ortaklık yapısı içinde yer almış daha sonra 2009 yılında belediye seçimlerinde başkan olması sebebiyle başkanlık süresince firma yönetiminden uzak kalsa da başkanlık süresi bitince tekrar aktif olarak firmamızda çalışmalarına devam etmiştir. Kendisi eniştemdir. Yaş itibariyle hayat deneyimi üst seviyelerde biridir. Ondan edindiğimiz bilgi ve fikirler firmamızı daha üst seviyelere taşımak adına her zaman bize ışık tutmaktadır. Kendisi Şuanda, firmamızda çeşitli projelerin koordinasyonunu ve idaresini gerçekleştirmektedir. Ortaklarımızdan Selahattin TOKGÖZ; çocuk denilecek yaşlarda sektöre en alt kademeden başlamış olmasına rağmen hırslı ve çalışkan olmasının da etkisiyle mevcut konumuyla yetinmemiş, sürekli daha fazlasını,daha ilerisini istemiştir. Bugün baktığımızda başarılı olduğunu görmemek imkansızdır. Selahattin Bey,benimde bu şekilde yetişmemde başrol sahiplerinden biridir. Her zaman Paranın öneminden insanın önemli olduğunu ileri sürmüştür. Hasan Ali TOKGÖZ; firmamızın diğer bir ortağıdır. Oda çocuk denecek yıllarda başlamış çalışma hayatına. Hayata bu şekilde hazırlanmam da en az Selahattin Bey kadar role sahiptir. Kendilerine bana kattıkları her şey için, emekleri için ne kadar teşekkür etsem az kalır. Hasan Ali Bey, kendisi firmamızda ki projelerin tesis boyutunu yürütmektedir. Sorumluluk aldığı işleri unuturuz adeta. Her zaman tüm dikkati işindedir. Koordinasyon ve program yapma konusunda nadide insanlardandır.Genel olarakBaktığımız zaman çok çeşitlilik arz eden bir kadro yapımız var. Birlikten güç doğar felsefemiz var. Yani önemli olan insanların yapıcı taraflarını görmektir. Bu kozmopolit yapıda bir arada başarılı bir şekilde yaşayabiliyoruz.

ortaklar

Kamu yönetimi ‘Siyaset’ okudunuz; Gelecekte siyaset yapma düşünceniz var mı?

Üstün TOKGÖZ: Yani çok teşekkür ediyorum dikkatinize; tabi ki ben siyasetin okulunu okudum. Yıllarca eğitimini gördüm. Sadece kuru kuruya bazı şeyleri yapmaktan ziyade profesyonelce o işi yapabilecek seviyede bir eğitim gördüm. Belli aşamalar da kaydettim fakat şu anda siyasetten önce ticaret diyoruz. Önce Ticareti hakkıyla yapalım. Zamanın kime ne getireceği belli olmaz. Ha yapamaz mıyım, kesinlikle yapmam demiyorum. Ama şu aşamada böyle bir planım yok. Zamanın ne getireceğini bilemeyiz, şartlar olgunlaşırsa, biraz daha siyasi arenada faydalı olacağımı hissedersem, ülkeme de bir katma değer oluşturabileceğime kanaat getirsem neden olmasın. Çok alanlardan, profesyonelleşmeden bahsettik, kurumsallaşmaktan bahsettik. Burada sokağa çıkan hangi firmaya, hangi kuruma giderseniz gidin aslında bunları  söyleyecektir size; profesyonelleşmek, kurumsallaşmak diyecektir. Ama ben inanıyorum ki; şu ortaya koyduğum evrakları, eğitimden iş güvenliğine kadar şu önümde gördüğünüz dosyaları da birkaç kişi ortaya koyabilir. Siyasette herkes gençleşmekten bahsediyor. Hepsi genç nüfusu siyasete katalım, genç dinamiklerden faydalanalım diyor. Ama ben bunun şu anda geçerli olduğuna çok inanmıyorum. Bunu söyleyen insanların hepsi yaşlı insanlar ve siyaseti biraz da gençlere devredelim demekten öte gitmeyen insanlar. Tamamen sözde, özde bir davranış ve anlayış yok. Bakıyorsunuz siyaset yapan insanların neredeyse tamamı 50 yaşın üstünde ve baktığınız zaman halk da bunu özümsemiş bir ölçüde ve tutup da 25-30 yaşındaki birini ortaya koyduğunuz zaman kendisini o kişinin yönetebileceğini çok çeşitli açılardan sorguluyor, güvenmemek için bahaneler yaratıyorlar. ‘Daha çok genç…’ ‘bu yaşta yapamaz’ yaftaları yapıştırılıyor. Öyle olmadığını sizde görüyorsunuz; genç olmamıza rağmen ticareti yapabiliyorsak, siyaseti de yaparız. Sonuç olarak; ülke anlamında, Ordu ve Gölköy anlamında bir katma değer oluşturabileceğimi hissedersem, faydalı olabileceğim bir oluşum olursa neden olmasın diyorum.

Ordu’da yaşayan Gölköy’lüleri biraz analiz eder misiniz? Gölköy’lüler Ordu için ne ifade ediyor, Ordu’ya size göre ne gibi katkılar sağlıyor?

Untitled-4Üstün TOKGÖZ: Ordu’nun yapısına baktığınız zaman Gölköylüler belki ortada yok, ama ekonomik anlamda Gölköylüleri tamamen alın Ordu’nun dışına koyun Ordu’nun ekonomisinin çökeceğini ben sürekli iddia ediyorum. Neden çünkü Ordu’nun içinde dönen o sıcak para, ekonomik anlamdaki katma değerlerin çoğunu Gölköylüler dışarıdan, enerji sektöründen getiriyor. Harcamaları Gölköylüler yapıyor. Evetbelki Ordu’nun içinde memur kesiminin vermiş olduğu bir ekonomik değer var ama enerji sektöründe yaşanan, oluşan değer bunların kat be kat fazlası diye düşünüyorum. Peki, Ordu’yu ekonomik anlamda ayakta tutan Gölköy’se, neden siyasi anlamda bir etkisi olmaz, ya da yoktur. Ben bu soruyu defalarca kendime sordum. Ama sadece kendime sordum. Bakıyorsunuz bir oluşum yok. Yani dağınık bir yapı var ve bir arada olmayınca da bir etkiniz olmuyor. Ama bir gün biz bir araya gelebilirsek, bir kurumsal oluşumun içinde ortak paydalarda buluşabilirsek ben inanıyorum ki Ordu Büyükşehre, Ankara’da belli lobilere etki edebileceğimiz kanaatindeyim. Bizim bunları yapabilecek gücümüz var, sadece oluşumumuz yok. Sadece birlik, beraberliğimiz yok. Sadece göstermelik kurulmuş, çok da etkin işlev sağlamayan derneklerimiz var. Hali hazırda onların alt yapısı da oluşmuş, sadece bizi bir araya getirmemiş. Ama bir gün neden olmasın, bir gün bir araya gelirsek siyasi anlamda,  Ordu’nun en etkili bölgesi Gölköy olacaktır. Ekonomik anlamda zaten en büyük etkeniz. Şahsıma ve Firmamıza düşüncelerimiz paylaşma fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. TOK-YA Enerji inşallah önümüzdeki birkaç yıl içinde çok daha iyi yerlere gelecek ve markalaşma adına daha güzel işlere imza atacaktır.

Aile şirketi olan TOK-YA Enerjiye DOĞUŞ DERGİSİ adına verdikleri bilgiler nedeniyle teşekkür ediyor, onların başarıların inşallah önümüzdeki sayılarımızda yine gündeme getireceğimizin sözünü veriyor çalışmalarında başarılar diliyoruz.